Kim Demiş Karda Motosiklet Kullanılmaz?
Moto News Dergisi 7. sayı
Sayfa: 52, 53, 58
Tarih: 01/05/2006
Metin: Faramarz Azar
Fotoğraf: Faramarz Azar
Sponsor:
MOTORTURK MARKET
Aylardır kafamda "kış bitmeden güzel bir kar olsunda kısa bir gezi yapalım" düşüncesi vardı. Ama gezi günlerimizde istediğim younlukta kar olmuyordu bir türlü. Sonunda şans eseri kışın sonlarında kar yağışı Garipçe köy gezimizi denk geldi.

Garipçe Köyü Hakkında:

Garipçe köyü Karadeniz kıyısında bütün ihtişamıyla Karadeniz'e bakan üç balıkçı, bir de kale, Adı gibi yapayalnız: GARİPÇE KÖYÜ

İstanbul'un içinde ama bir o kadar da dışında kalan saklı köşelerinden biri Garipçe Köyü. Küçük bir Karadeniz yerleşmesi. Burada mis gibi iyot kokan temiz havayı doyasıya içinize çekebilir, kaleye çıkıp manzaraya dalabilir ve en önemlisi enfes bir balık ziyafeti çekebilirsiniz.

Garipçe Köyü, İstanbul Sarıyer'in 9 köyünden biri. Osmanlı döneminde köyün saraya sebze, meyve özellikle de üzüm yetiştirdiği rivayet ediliyor. Küçücük bir koyun yamacına kurulmuş aynı zamanda SİT alanı, yani çivi çakmak yasak. Sürekli içildiğinde böbrek taşı ve kumu düşürdüğü iddia edilen, içimi hoş, yumuşak bir su kaynağı var köyde. Hacı Suyu ya da Hacı Süleyman Suyu olarak biliniyor.

Buluşuyoruz:

Her zaman ki gibi ilk buluşma yerimiz olan Bostancı Shell benzinciye herkesten önce gittim. Hava durumu o günü akşamında kar yağışı gösteriyordu ama evden çıktığımda gök tamamen açık ve güneşliydi. Katılımcılar geldikten sonra ikinci buluşma yeri olan Levent BP benzin istasyonuna devam ettik.

Birinci Köprüden geçer geçmez hava durumunu dediği gibi kar yağışı başladı, toplam 5 motosiklettik. Sarıyer’e gelmeden kar yağışı öylesine şiddetlendi ki, görüş mesafesi 50 metreye kadar indi.

Karda motosikleti son kez Uludağ’a çıkarken kullanmıştım. Bu olayın tarihini Şubat 2001 olarak hesaplasak, tam 5 yıl olmuştu demek karda motor sürmeyeli. Üstelik bu kez dört kişinin sorumluluğu da benim üzerimdeydi.

Soğuk ve görüş mesafesinin düşüklüğüne karşın yola devam etmekten başka yolumuz yoktu. Geri dönmek için geç kalmıştık... üstelik bunu istemiyorduk da! Sarıyer Garipçe yolunda, asfaltın iki tarafı karla kaplıydı ve çok güzel görüntüler oluşmaktaydı.

Garipçe’ye vardığımızda hava -3 dereciyi gösteriyordu. Bu ısıya bir de sürekli yağan kar eklenince hissedilen sıcaklık, değim yerindeyse bu sefer "soğukluk", -10 derece oluyordu.

Macera Başlıyor:

Saat 15.30'u gösterdiğinde arkadaşların önerisi ile geri dönmeye karar verdik... ve macera burada başladı. Artık yol bütünü ile karla kaplıydı ve otomobiller bile yavaşlamış, kaynanak için dikkatle ilerler olmuşlardı. Bu koşullar altında, büyük zorlukla motorları kullanırken mecburen arkadaşlara çeşitli öneri ve yol göstermelerimle karda nasıl motosiklet kullanmanın grektiğini anlatmak zorunda kaldım. Buna karşın zorlandılar; çünkü motosikletlerimiz ve lastiklerimiz bu iş için uygun sayılmazdı. Orada zorlanmaktan sık sık sinirlerimiz taşınmayacak kadar gerildi. İçimizde bazılarımız motoru kenarda bırakıp otostopla dönmeyi bile düşünür oldu. Ama elimden geldiğince hepsine cesaret verek kazasız belasız eve dönmeyi başardık. Şimdi hepimiz o fotoğraflara baktığımızda “iyi ki bunu da yaşadık” diyoruz. Farklı olmanın temeli başka neye dayanır ki? Başarı asla zorlanmadan elde edilmez. Sanıyorum ki biz de bu gezi ile hatırlardan kolay çıkmayacak bir başarıya imza attık.