Hayaletli Köy; Alçıtepe / Bu ay "itibariyle" dergi için aldığımız yol: 23.500 km.
Motosiklet Dünyası Dergisi 85. sayı
Sayfa: 40, 41, 42
Tarih: 01/08/2003
Metin: Elvin Azar
Fotoğraf: Faramarz Azar
Sponsor:
Web Streteji
Alçıtepe Tarih, gizem ve doğa tutkunları için farklı bir güzergah

Bu bölümün dost-sponsoru: Eski İstanbul'un külhanbeyi kültürünün (bu kültür ne yazık ki şimdilerde yerini kabadayılığa bıraktı) son temsilcilerinden Cevdet Kıy.

Alçıtepe, 1. dünya savaşında Türk ordusunun destan yazdırdığı Gelibolu'da, savaşın en korkutucu bölümünün geçtiği yerde. 253.000 Türk'ün; 284.000 düşman askerinin şehit olduğu topraklar buraları. Her yan mezar, anıt, mozole.

Hayalet hikayeleri:
Ağızdan ağza bir dolu hikaye anlatılıyor; ne de olsa çevrede yüzbinlerce ceset gömülü. İşte anlatılan öykülerden birkaçı: Bir yaz gecesi tarlada geceleyen bir vatandaş kısa sürede yorgunluktan uyuya kalmış. Bazı gürültülerle uyandığında bir bakmış ki, silahlarının ucunda süngüler, üzerlerinde eski moda üniformalar olan bir tabur asker tarlayı çevirmiş. Uyanık köylü tabanları yağlamaktan çok, fatiha okumanın daha "şifalı" olacağını anlamış. Sureyi okumaya başladığında tüm tabur yok olmuş.

Köyün önde gelenlerinden -adı bizde saklı- bir kişisi de bir başka gece benzer bir olaya tanık olmuş. Savaş sırasında yaralıları tedavi etmeye çalıştıkları ve şimdiki adı Sargı Yeri olan şehitliğin hemen yanında bu yaşlı amcamız da uyuya kalmış ve iki şehidin hayaleti tarafından uyandırılmış. Şehitler onu havaya kaldırıp, yattığı yerin şehit kanı ile sulanmış olduğunu ve burada uyumaması gerektiğini söylemişler. Amca da korku ile traktörüne binip köye kaçmış tabii. Söylenen o ki, bir daha asla oraya gidememiş!

Alçıtepe'nin sadece bölgesel değil, kendine özgü bir hayaleti bile var: "Alçıtepe şehidi". Bazı rehberlerin anlattığına göre mehtaplı gecelerde gezerek kaybolmuş şehitliklerin yerlerini gösteriyor, Tekke koyu, Ertuğrul koyu ve Molta koyunda savaştığını anlatıyormuş. Bunların ötesinde son senelerde bile çevreden gece yarısından sonra geçen kimi kişiler bir taburun yürüme sesleri ve "nizami harp marşı" duyduklarını, hatta arazide yanan iki mum gördüklerini söylüyorlar.

Alçıtepe Sadece savaş sonrasında değil, savaş sürüp giderken de garip olaylar olmuş çevrede: Düşman, en gözde paralı askerleri 60 rakımlı tepeye çıkartıp tam 57. alayı kıstırdığında Gökçeada üzerinden bir sis bulutu gelmiş, tepeye inmiş ve indiği gibi de kalkmış... beraberinde düşman taburunu yok ederek! Askerler yaşadıklarını tanrının "takdir-i ilahisi" olarak yorumlamışlar ve sonsuza dek susmaya karar vermişler. Ama olay yayıldığına göre aralarından biri konuşmuş olsa gerek.

Motorlarımız neden çalışmadı?
Biz de kampa dönmekte olduğumuz bir gecede hala açıklayamadığımız bir olaya tanık olduk. Saat gece yarısını çoktan geçtiğinden çevre iyice ıssızlaşmıştı. Farlarımızın dışındaki tek ışık kaynağı gökteki mehtaptı. Solumuzdaki Mehmetçik Hatıra Ormanı'nı 100m. geçmiştik ki, birden sağda, ilerde bir ışık kümesi gördük. Sanki yüzlerce ateş böceği aynı yerde toplanmıştı. Üstelik ana yoldan ışığa doğru giden incecik bir patika da vardı. Hemen çukurlu, tümsekli patikaya daldık. Yol öyle bozuktu ki, motorumu ancak 1. viteste ve ayaklarımı yerden kaldıramadan sürebiliyordum. Asıl ilginçlik bundan sonra başladı; çünkü 100m. yol aldıktan sonra ışıklar aniden kayboldu! İlerlemeye devam ettik ve kısa süre sonra bir açıklığa geldik. Gerçekten her yanda ateş böcekleri vardı ama gördüğümüz ışık kümesine benzer bir görüntü yaratmaktan uzaktılar. Motorları stop ettirerek bir süre gece sessizliğini dinledik. Hiçbir ses yoktu çevrede. Bizde -birbirimize çaktırmasak da- biraz acele ile geri dönmeye davrandık. Motoru çalıştırdım, 1.e verdim... motor stop etti. Bir kez daha denedim... yine! Faramarz: "Yan ayağı kapa" diye uyardı, oysa yan ayak kapalıydı. Ardından yanıma gelmek için o motorunu çalıştırdı... ama kalkamadı: çünkü onun motoru da stop etmişti! O anda insan yeri geldiğinde saçma dediği şeylerden ne ölçüde korkabileceğini anlıyor. Ancak birkaç denemeden sonra motorları kaldırabilip tekrar yola çıktık. Kampinge doğru ilerlemeden önce son bir kez ardıma baktım... ve parıltının yeniden orada olduğunu gördüm!

Salim Mutlu çevrede hayalet olmadığını söyleyerek benzeri iddialardan duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Ama unutmamalı ki Loch Ness köyünü bir turizm cenneti yapan bölgenin canavarı Nellie'dir. Eğer hayaletler aracılığı ile yöre insanı daha iyi bir yaşama sahip olacaksa söylentileri yalanlamakta pek de yarar yok.


Turistik Bilgiler

Nasıl gidilir:
Alçıtepe, Gelibolu-Eceabat yakınında ve İstanbul'dan 295 km. uzakta. Ulaşmak için çeşitli yollar olsa da biz size soluk kesici bir rota veriyoruz: Gelibolu'dan Eceabat'a doğru yola çıkın, Eceabat'a dek yol her zevke uygun güzellikte. Eceabat'a 2km. kala yer alan Milli Park'ın girişinden sağa sapın, Kabatepe Limanı levhasını izleyin ve nefis tali yoldan Kum kamping'e ulaşın. Alçıtepe buradan 9 km. sonra.

Alçıtepe/ Batık gemi Nereleri gezilir:
- Batık gemi mevkii: Alçıtepe'den -merkezden sağa saparak- Seddülbahir'e giderken 4 km. sonra sağda, büyük çayırın içindeki tek bir ağacın gölgesine motorları park edin. Tepenin bitişinden aşağı doğru inen patikayı izleyin. Müthiş bir kumsal ve batık hayalet gemi sizi bekliyor. Şnorkelle bile İngiliz denizaltısı batığına dalabilirsiniz.
- Bakkal Salim müzesi: Amatör müzeci Salim Mutlu tarafından kurulmuş.
- Milli Park: Geçmişe kısa bir yolculuk için ideal. Çevrede bol miktarda heyecan verici anıt var. Daha büyük heyecan veya hayalet arayanlar gece 12'den sonra gezebilir!

Nerede kalınır:
- Kum kamping: 0286 814 14 66. Denize sıfır lüks bir kamping-otel. Dalış okulu, bungalov, otel, disco, bar ve havuz hizmetleri veriyor. Çadırdan çok, karavan turizmine yönelik çalışıyorlar. Eğer bungalov kiralayacaksanız nefis havuzdan da yararlanabiliyorsunuz.
- Orman kamping: 0286 814 12 89. Ormanın en derinine Milli Parklar Müdürlüğü tarafından kurulmuş, orman içinde konaklayıp denize girmek isteyenler için bulunmaz fırsat, cafe-bar'da yer almakta. Fiyatları Kum Kamping'e göre çok uygun.
- Mocamp Seddülbahir: 0286 862 00 56. Aslında otel ama denize yakın yerlere çadır atabiliyorsunuz.
- Yılmaz pansiyon: 0286 844 62 84. Alçıtepe'den Seddülbahir'e yönüne giderken 4 km. sonra, şirin bir bahçe içinde çiftlik-pansiyon. Yanında restoran var.

Alçıtepe/ Çınar Büfe Nerede yenir:
- Çiftlik Et Lokantası: 0286 844 61 01. Alçıtepe'den Seddülbahir yönüne giderken, 4 km. sonra. Büyük Abide'ye giderken yol kenarında hoş kır lokantaları var. - Boğaz Balık Restoran: 0286 566 16 06 Gelibolu'daki Liman meydanında yiyip-içmenin tadı bambaşka. Bizim önerimiz Boğaz Balık Restoran. İsteyene Romanlar masabaşı müziği yapıyor.
- Ve de bir "Hernando's Hideaway" arıyor ve eski İstanbul'un gece hayatı hakkında hikayeler dinlemek istiyorsanız, tabii ki meydandaki ulu çınar ağacının hemen yanındaki Çınar Büfe.

Ayın Haberi: Dergiye bölüm hazırlamak için motorların üzeri yük dolu olarak yoldaydık. Gezginlik yaşantımızda ilk kez olarak Tekirdağ Maxi market'de mola verdik. Tam motorları park yerine bırakıp içeri girmiştik ki, bir görevli, çevrenin şaşkın bakışları altında arkamızdan koştu, hiçte nazik sayılamayacak bir tavırla motorlarımızı oradan çekip -bize göre riskli olan- bir yere park etmemizi, çünkü motosikletlerimizin arabaların yerini işgal ettiğini söyledi! Biz ise çevrede herhangi bir uyarı levhası olmadığını ve tek bir arabalık yere iki motor park ettiğimizi belirttik ama motorları zorlukla da olsa bize gösterilen yere çektik. Bu konu hakkında yazılı olarak şikayette bulunduktan sonra alışverişimizi yaptık ve gitmeden önce dergi için mağaza önünde bir kare resim çektik. Birden aynı kişi yeniden yanımıza gelerek -belki inanmayacaksınız ama- telsizi ile güvenliği aradı! Artık şikayeti daha üst kademeye yapmak zorundaydık. Yol Dostları Olayı yöneticilere taşıdık. Yönetim kademesindekiler duruma hemen müdahale ederek adı geçen kişiyi çağırttı ve bizden kişisel olarak özür dilettiler. Ama sakın unutmayın: Maxi'ye gidecek olursanız arabaların arasına park etmeyin... ve görevlilerin ancak müdürleri uyarınca nazil olduklarını unutmayın!

Gelecek Bölüm:
Sizi "gizem turizmi"mizin ikinci ayağı Dalyan'a (Ezbere bildiğiniz Köyceğiz-Dalyan değil tabii ki) götüreceğiz. Esrarlı sütunlar, dirilen ölüler, yeni terk edilmiş gibi duran bir antik kent, korsanlar, şifalı sular... ve de tabii ki deniz, kampingler vb.

Yol Dostları:
Yükarıdaki resimde sağdan: 34 yıllık motorcu Mardik Sahman, Hüseyin Altıay ve Demirin Efendisi, easy rider'ın illa HD kullanması gerekmediğinin önde gelen temsilcileri.