Soğukla Uzlaşma Noktası: Ayazma
Motosiklet Dünyası Dergisi 70. sayı
Sayfa: 36,37
Tarih: 01/04/2002
Metin: Elvin Azar
Fotoğraf: Faramarz Azar
Sponsor:
Motosiklet Dünyası Dergisi
İki ay ara verdikten sonra, sıcak havaların geri dönüşünün başlangıcında, Motosiklet Dünyası dergisindeki 33. Bölüm için Ayazma’yı seçtim. İstanbul’un hemen yanıbaşındaki Ayazma’yı… Bir hafta sonu dinlenmek ve 1000 yıllık çınarın gölgesinde dinlenmek ve “net” oksijen almak için.

Ayazma yolu Motorcu, motorunun verdiği zevkleri olduğu kadar, “meşakkatlerini” yani zorluk ve dertlerini de “sineye çekebilen” bunlara “tevekkül içindeki” bir gülümsemeyle göğüsleyebilen adamdır. Aldığı benzersiz zevkin bedelinin büyük olduğunu ya en başından bilerek girer bu aleme; veya girdikten kısa zaman sonra öğrenir. Kimisi kaçar gider bir zaman sonra; kimisi ise dişini sıkıp dayanır… ve motorcu “mertebesine” yükselir. Hepimiz biliriz bu zorlukları; belalı şöförlerdir, yarım bırakılmış yollardır, direksiyon esprileri yapmayı seven traktörlerdir, Boğaz köprüsü fiyatlarıdır, “kaça bu makina?” diye soranlardır, meraklı veletlerdir veya… veya… veya soğuktur. Sert kara iklimin hüküm sürdüğü Tebriz’de büyümüş bir adam olsam da, her zaman motor için ödediğim bedellerin en zorunun soğuk olduğunu düşünmüşümdür. O soğuk ki, dizlerimi hançerler, adalelerime laktik asit enjekte eder, burnumdan, gözlerimden sular akıtır, kollarımı taşlaştırır. Biliyorum… biliyorum ki sizler de -eğer soğukta da motor üzerinden inmeyenlerdenseniz- benimle aynı kulübe üyesiniz demektir.

Oysa bu ay sizi soğuğu tatmaya ve onunla uzlaşmaya davet ediyorum. Sizi o tatsız doğa gerçeğinin en şık hali ile tanıştırmak istiyorum. Sağlıkla bezenmiş, rafine olmuş haliyle!.. Saf oksijen yüklenmiş bir nüansıyla!.. Hedefimiz Yakacık-Ayazma. İstanbul’dan daima 3 derece daha soğuk olduğu halde, 13-14 kat daha fazla oksijenle donanmış Ayazma,

Nasıl Gidilir?

İstanbul kuşbakışı 1. köprüden Ankara yönüne giderken Kartal köprüsünden kuzeye doğru ilk sağdan (Yakacık sapağından), ardından Yakacık meydanına girmeden yine sağ yaparsanız Ayazma’ya varırsınız. Veya 2. köprüden TEM otoyolundan Ankara yönüne giderken ilk gişelerden sonra ilk sağa, Kartal sapağına yönelin ve çıkış gişelerinden sonra yine ilk sağ Samandra sapağı ve sonra sola kıvrılarak, oradan Yakacık’a ulaşın.

Ayazma İstanbul’a yakın olduğu halde, İstanbul’un hava kirliliğinden hiç pay almamış bir bölge. Buradan adalar (ve hava sis olmadığı zaman) Yalova sahilleri rahatça görülüyor. -Helikopter yolculuğu yapmaksızın- İstanbul’dan Asya kıtasına kuşbakışı bakmak isterseniz bu hülyanızı gerçekleştirebileceğiniz tek yer Ayazma. İnanılmaz …Alışılmadık… Görülmedik.

Ayazma’da birdolu çay bahçesi var. Şirin; “alafranga” ukalalıklarla daha tanışmamış “mütevazi” yerler.

Çaylar hala yaldızlı ve ince belli bardaklarda geliyor. Çevredeki içki satan et lokantaları da “gırla”! Manzara ve hava nedeniyle sarhoş değilseniz, ufak yollu kafayı çekebileceğiniz yerler. Ukalalık değil, bir usta uyarısı: Sakın haaa! (Anlayan anladı ne demek istediğimi). Bahçe içinde tahta masalı ve çok da “üst düzey” gibi görülmeyen lokantalarda servis ve yemekler son derece tatminkar. Eylenceli bir hafta sonu veya tüm haftanın yorgunluğunu atmak için ideal.

Subaşı 30 yıl önce Ayazma’ya tek ulaşım yolu faytonlarmış. Şu anda ise İstanbul kalabalığından pay almış ve her yanda villalar “bitmiş”. Tüm bu doğa bozgunu sonunda bile havasının kirlenmemesi bu bölgenin doşal klima özelliğinin gücünü göstermekte. Enduro ve kros tipi motor sahipleri, ince dağlık toprak yollarda stres atıp, kendilerini ilginç bir pistteymişçesine tatmin edebilirler. Ayazma’nın havasının iyi olmasının başlıca nedeni yakınındaki Aydos ormanlarına bağlı. Aydos ormanlarını Ocak 2002’de anlatmıştık. Bölgenin yerlilerine göre buranın havası astım ve enfeksiyon hastalarına şifalı.

1000 Yılık Çınar Ayazma sadece benzersiz soğuğu ve doyumsuz havası ile özel değil; buranın suyu da -en önde gelen su markaları (marka düşkünlüğü su piyasasına da yansıdı)- ile de kolayca yarışabilecek güzellikte. Sağlık verici bir özelliği olduğunda herkes hemfikir. Haftasonları çeşmelerin başında uzun kuyruklar oluşuyormuş. Bu kuyrukları oluşturanlar ise alt gelir gruplarına ait kişiler değil; lüks arabaları ile hafta sonu eylencesi “mega-store” alışverişine giden tipler. Önce Carrefour, ardından Ayazma yapanlar çokmuş.

Gözüme kestirip girdiğim Subaşı et lokantasının şef garsonu Turan Çiftçi’den aldığım bilgilere göre fiyatlar da uygun. Tüm motorcu arkadaşları özel indirimler ile davet ediyor. Yapacağınız tek şey Subaşı restorana gidip “Hey, ben buranın methini Motosiklet Dünyası dergisinde okudum; gösterin bakalım marifetinizi” demek! Şaka bir yana, içerde herşey yerli yerinde. Motor gürültüsü “kulağa sıfır”, önünüzdeki tabaklardaki mezeler enfes, karşınızdaki tabak gibi Ada manzaraları muhteşem… Denizi ve aşağıdaki otoparkta dinlenen motorunuzu seyrederken kuş ve horoz sesi dinlemek… gerçekten alışılmadık. Kulaklarınızın pası alınıyor. Hele güneşin doğuşu ve batışı… tek kelime ile müthiş!

Ayazma’nın 1000 yıllık çınar ağacının olduğu yerde hazinelerin kuşkusu bulunması bölgeye ayrı bir özellik katıyor. Yerliler burada zaman zaman hazine avcıları tarafından araştırmalar yapıldığını söylüyorlar. Ayazma’nın bir diğer esprisi ise Kartal cezaevinin buraya 700m. yakın olması. Hanİ satanistlerden, babalara dek bir sürü “enteresan” tipin dinlendiği cezaevi! Bu nedenle çevrede sık sık hukuk alanının önde gelen avukat ve bürokratlarını görebiliyorsunuz.

Hiç gecikmeden bu haftasınu çıkın Ayazma’ya; saf havayı, suyu ve soğuğu tadın. Göreceksininiz, Ayazma’da geçirdiğiniz bir gün sonrası artık soğuğu da bir sevecek, onunla aranızdaki düşmanlığı bir süre için unutacaksınız.