Gezginler Gerçek Rambo'ların Huzurunda
Motosiklet Dünyası Dergisi 47. sayı
Sayfa: 52,53,54,55
Tarih: 01/05/2000
Metin: Elvin Azar
Fotoğraf: Faramarz Azar
Daytona Motor
Sponsor: Daytona Motor
Gelibolu, Milli Park Bu kış da kurduğumuz düzenlerde, makinelerimiz ile yarımyırtık “halvet” olarak bekledik göçmen kuşları. Gidişlerinde de kederle izlemiştik güneşe yolculuklarını. Geride kalmanın acısı kalbimize daha bir gömülmüştü göklerdeki “gidici” sürülerin yürekliliğini gördüğümüğde. Oysa biz, temiz aile gibi, başarılı karier gibi, sıcak yuva gibi bir dolu yüce kavrama inandığımız; bizi sevenlerin hatırını, gönlünü, kalbini ciğerini, böbreğini kendimizden çok düşündüğümüz; savaşçı ve göçer atalarımızdan miras aldığımız dürtüleri, çağdaş düzenlere (düzmek fiilinden gelen düzen değil) bir güzel “sevdirdiğimiz” için ruhumuzdaki serserinin cenazesini kaldırmak zorundaydık.

Düzenleri bozmayı, iki tekerli dostumuz ile sıcağı kovalamayı da düşündük sanırım. Ama hemen ardından akşamları işten döndüğümüzde bizi karşılayan sevdiklerimizi, patrondan almayı umduğumuz zammı, çamaşır yumuşatıcı kokulu çarşafları, evde pişen dolmaları, hatta TV’mizi, DVD’mizi, mottfak robotumuzu, pul kolleksiyonumuzu hatırladık. Zaten yazdan yaza, Pazardan pazara, asla eskimeyen motorcu kıyafetimizi giyip “biker” olurduk canım!..

Göçmen kuşlar yavaştan gelmeye başladı, motorcu kader arkadaşları. Cesurca, özgürce, hep sıcağa, hep yaşama, hep birlikte kanat çarpan, daima “gidebilen” göçmen kuşlar… Ne mutlu onlara!

Bu kadar lirizmden sonra haydi artık tutsak alalım otobanları diyoruz; yanından gazlayıp stop camı seyrettirdiğimiz hücre araçlarda olmak da vardı!

Şimdi sizi bizim için ölen 250.000 Türk’ün huzuruna götüreceğiz. 1915 de; Gelibolu'da ölen toplam 500.000 kişinin… Buraları bir görün de, lise tarih kitaplarında bir mucizenin nasıl içsıkıcı bir haber bültenine dönüştürüldüğüne kendiniz tanık olun. Kabatepe, Müze Kabatepe, Müze Ama önce Şarköy… Tekirdağ’ı ortalama 35 km. kadar geçince Şarköy tabelasından sağa, ardından yarım “U” dönüşü ile sola dönereceksiniz. Karşınıza yemyeşile bürünmüş bir yol… Hafif virajlar ile TEMA hatıra ormanlarının, harıl harıl çalışan traktörlerin, panoramik yayla manzaralarının ve upuzun kavak ağaçlarının arasından süzülerek kendi halinde bir deniz kasabası olan Şarköy’e ulaşıyor. Boğaz köprüsü başlangıç olmak üzere, E5’den ortalama 270 km. Motel bol, ama bizim gibi kamp yapmak isterseniz topsahası yakınındaki denize sıfır araziye veya -Şarköy’den geçip, Gelibolu levhalarını izlerken- yolun ortalama 40.km.sindeki Koru mokamp'a yerleşebilirsiniz. Temiz denizli, çok güzel bir yer burası. Saros önünüzde alabildiğine uzanıyor; tabii bundan da önemlisi sahibi Alper İstanbul-Kadıköy’den, 19 Mayıs’da motoru ile gösteri yapmış eski bir motorcu. Kamping kadar

onun sohbetini de seveceksiniz. Eğer Şarköy’e sapmadan anayoldan geliyorsanız, gecelemek için Kum kamping’I öneriyoruz. Bu çift havuzlu, denizli, barlı, disco’lu -kısacası konforlu- kampta lüks bir otelde bulunan her türlü fasilite yer almakta. Tanıdığınız veya kafanıza göre takıldığınız bir yere mekan kurduktan sonra tarih boyu onlarca yüce Türk’ün toprağı olmuş Gelibolu yarımadası turuna başlayın. Piri Reis’in, Namık Kemal’in, “en-el Hak” dediği için gericilerce katledilmiş İslam aydını Hallac-ı Mansur’un ve Orhan beyin oğlu gazi Süleyman Paşa’nın türbelerini ilginç bulacaksınız. Süleyman Paşa motorculara yakın biri! Tahtın babadan oğula geçmesine karşı çıkmasının ötesinde, atını öyle severmiş ki… Kader bu ya, bir av sırasında birlikte ölmüş ve birlikte gömülmüşler. Kabirleri yanyana.

Mustafa Kemal Atatürk Ardından doğru Milli Park’a… O dehşet 1915’in anılarına… Gidin görün gerçek Rambo kimmiş? Sıfır teçhizat ile bileğe-yüreğe kuvvet savaşmayı Rambo mu; yoksa oralarda yatan 250.000 20’lik delikanlı mı bilirmiş? Gidin anlayın Mustafa Kemal isimli insanın kuru kuru söylediğimiz “ulu önder, büyük devlet adamı” gibi lafların çok, ama çok ötesinde, nasıl yaman bir cengaver olduğunu. Gerilla savaşındaki cesaret ve taktik yüceliğini; en önde savaşan, en alışılmadık çıkışları “su gibi” yapan kişiliğini; sözün özü belki de en çok motorcuların saygı duyacağı üstün -ama gerçekten herkesten üstün- bir insan olduğunu… Gidin gezin o güzel yol boyunca; kanınızı daha bir hızlı akıtacak etkileyici anıtları yaşayın.

Gelibolu yarımadası milli parkındaki 60 anıt-müze-abide-mezar içinden görmeniz “must” olanlar, gidiş sırasıyla: Eceabat ziyaretçi merkezi- Seyyit onbaşı anıtı- Alçıtepe köyü- Çanakkela şehitleri büyük abidesi (yolun başında hoş kır lokantaları var)- Yahya çavuş anıtı- Alçıtepe müzeciği- Son ok- Sargı yeri- Nuri Yamut anıtı (burası yolun sonu, geri dönüyoruz); Kabatepe merkezi- Kanlı sırt- 57. Alay anıtı (tüm askerleri şehit düşmüş)- Conk bayırı (Ata’nın göğsündeki saatin vurulduğu yer)- Kemal yeri.

Turda yorulduktan sonra Gelibolu ilçesi rıhtımındaki balıkçı meyhanelerine uğramadan motel ya da kamplarınıza dönmeyin diyoruz.

Hemen bu hafta sonu gidin Gelibolu’ya. Kabaca 270km.lik bir gidişle hem güzel bir yolda makinanızla bütünleşecek, hem uygun fiyatlara eylenebilecek, hem bu hafta sonunu özgürce kendi topraklarımızda geçirebilmemiz için kaç gencin canını verdiğini görecek, hem de bir savaş ortamını azıcık da olsa -en kolayından yaşayıp- kanınızın farklı hızda aktığını hissedecsiniz.

Şimdi De Yol Dostları:

  • Yazılarımızı okuduktan sonra Yamaha Virago 250’ci olduğunu söylemek için Tekirdağ girişinde bizi durduran Osman; dileriz alacağın Yamaha Virago 535’e çabuk kavuşursun.
  • Hollanda’ya doğru kaçıncı kez yola çıkan TIR’cı Ispartalı Hasan; en yakın zamanda BMW 1000’liğin ile seni aramızda görmek istiyoruz.
  • 50’lik Beldesan’ını, 750’lik kabul eden alemci Cevat; Alçıtapa’deki “dükkan”ına uğrayacak motorcularla bize selam yolla.
  • Gelibolu’da askerliğini yapmakta olan İstanbul Kadıköy’den Bahadır; yakın zamanda 350 Yamaha’n ile yeniden “Cadde”de görünmeni istiyoruz.
Bu sözlerden sonra artık “Intruder rider” olan Komutan gelip saçımı başımı yolmadan kirişi kırayım. Herkese iyi gezginlikler.